......MİLAS MERKEZ İLKOKULU.................................................
  MİLAS-TARİHÇESİ
 




Milas
Muğla  ilinin bir ilçesidir. İlçe merkezi çok köklü bir tarihe sahip bir şehirdir. Düzenli kent merkezi, antik kalıntıları, tarihi değeri bulunan eserleri ve evleri, canlı çarşisı, dünyaca ünlü Milas halıları ile turistik açıdan pek çok ilginç özelliği bulunan, ancak Bodrum'a giden yolcuların bazen kenarından geçerek gözden kaçırdığı bir yerdir. İlçe sınırları içinde 27 farklı antik sit ile Türkiye'nin bu alanda en yüksek sayıya sahip ilçesidir.

 

Tarihi

Karya kenti Mylasa’nın adının efsanevi şahsiyetler Sisifos ile Aiolos'un torunu ve Khrysaor'un oğlu Mylasos’tan geldiği düşünülmektedir. Coğrafyacı Strabon, Mylasa'nın iç Karya’nın en önemli üç kentinden biri olduğunu belirtmektedir (diğer ikisi Alabanda ve Stratonikeia). Mylasa'nın M.Ö. 5. yy.da 12 İyonya kenti arasında oluşturulan Panionion birliğine ve Pers İmparatorluğu 'na karşı direnişe katıldığı bilinmektedir. M.Ö. 446’daki Berymdon savaşı ndan sonra Pers hakimiyetinden kurtularak Attika Delos Deniz Birliğine dahil olur. M.Ö. 334’de Büyük İskender kenti diğer Karya kentleri gibi Karya kraliçesi Ada’ya teslim eder.


Mylasa MÖ 143’te Roma Valisi Maximus Acmilius’un isteği üzerine bir sınıf anlaşmazlığına hakemlik etmiş, sonra da Roma valilerinin başkanlık ettiği bölgesel mahkemelerin merkezi olmuştur. M.Ö. 129’da (MÖ. 133'te Bergama Devleti'nin Roma'ya ilhakından sonra)Roma egemenliğine girmiştir. Bizans İmparatorluğu dönemine gelindiğinde Hristiyan dünyasının bir parçası haline gelmiş Mylasa bir piskoposluk merkezidir. 13. yüzyılda ise Menteşeoğulları Beyliği'nin başkenti olur.


Kent merkezi

Milas şehri hükmettiği geniş ve verimli ova, ve sırtını dayadığı dağlardaki, günümüzde de işletilmeye devam eden, zengin mermer yatakları ile tarih boyunca avantajlı bir konumda olmuş, bulunduğu mevkiden sahil şeridine kolaylıkla erişilebilmesi de ilave bir şansını oluşturmuştur.

Milas kent merkezi içindeki en eski eser Hisarbaşı mahallesinde, Hisarbaşı tepesinin doğusunda bir podyum üzerine inşa edilmiş olan Zeus Karios (Karyalı Zeus) Tapınağıdır. Tapınağın Korent başlıklı tek sütunu hala ayaktadır.

Kentin eski surlarından bugüne ulaşan tek kalıntı ise, yörede Baltalıkapı olarak bilinen kapı kemeridir. Kapı M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenmektedir. Kemerinin kilit taşı üzerindeki çift yüzlü balta motifinden dolayı yörede Baltalıkapı olarak anılmaktadır.

Kentteki bir başka antik çağ kalıntısı ise M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiş ve çok iyi korunmuş bir mezar anıtı olan Gümüşkesen Anıtı dır. Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Halikarnas Mozolesi'nin daha küçük bir modelidir. Sodra Dağı eteklerinde Gümüşlük mahallesindeki mezar anıtı yüksek bir kaide ve basamaklı bir çatıdan oluşmaktadır.

Milas’ın doğusunda Milas ovasında uzanan iki katlı su kemerleri erken Bizans dönemine aittir. Kemerlerin inşaatında antik dönem mimari parçalar da kullanılmıştır.

Kent merkezindeki Firuz Ağa Camii, Menteşeoğulları Beyliği döneminden kalan en önemli eserdir. Osmanlı dönemine ait yapılar ise şunlardır:

  • Çöllüoğlu Hanı: 1719-1720 yıllarında yapılmıştır. Hisarbaşı mahallesindedir.
  • Milas Ulu Camii: Milas’ın en büyük camisidir. 1378’de yapılmıştır. Hoca Bedrettin mahallesindedir.
  • Belen Camii: Duvar örgüsü tuğla-taş karışımı olup, antik dönem eserlerinden yararlanılmıştır. 14. yüzyıla tarihlenen cami, Hisarbaşı mahallesinde, aynı adı taşıyan tepenin üstündedir.
  • Milas Ağa Camii: Hacı Abdi mahallesindedir.
  • Firuzbey Camii (Kurşunlu Cami): Firuzpaşa mahallesi ndedir.

Milas'ta ayrıca Osmanlı dönemi eseri olan iki köprü bulunmaktadır. Bunlardan biri kent merkezinden geçen Balovca deresi üzerindedir. İzmir yolundaki Sarıçay  üzerindeki tarihi köprü ise acilen restorasyona ihtiyaç göstermektedir. Milas'a bağlı Selimiye beldesindeki Osmanlı dönemine ait iki eserden biri olan Abdülfettah Camii ise, hanı ve hamamı ile bir külliye görünümündedir.



Evleri

Milas kent gezisinin olmazsa olmazı 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yıllarında yapılan ve büyük bölümü restore edilerek kullanılmaya devam eden Milas evleridir. İki katlı avlulu evlere giriş avludan yapılır. Evlerin ahşap destekli çıkmaları sokağa taşar. Zemin katlar genellikle depo ve kiler olarak kullanılır. Mutfak,tuvalet,ahır avlunun bir köşesindedir. Avludan üst kata ahşap ya da mermer merdivenle çıkılır. İlçe merkezinde Nedime Beler, Murat Menteşe, Selahattin Oğuz, Servet Akgün evleri olarak tanınan evler ise Cumhuriyet'in ilk döneminde Avrupa’dan gelen Macar ve İtalyan mimarların katkılarıyla yapılmıştır. Bu evler Milas evlerinden farklı olarak dışa açık olarak yapılmıştır. Mutfak ve tuvalet Avrupai tarzda yapı içindedir.

Milas'ta 1950'li yıllara kalan varlığını sürdürmüş bir Yahudi cemaati bulunduğunu da burada belirtmek gerekir. Sonradan İsrail'e göçen bu Milaslılar, anavatanlarına ziyaretlerini bugün de sürdürmektedirler.

Yakın çevresi

  • Beçin Kalesi: Menteşeoğulları Beyliği'nin idari başkentidir. Milas'a 5 km. uzaklıktadır.Milas ovasına hakim bir plato üzerindeki Mutluca Beçin Köyü’ndeki Beçin kalesi Bizans yapısıdır.Kale Menteşe oğulları döneminde onarım görmüştür. Milas’ı merkez yapan Menteşe oğulları Beyliği,hükümet merkezini savunması kolay olduğu için Beçin’e taşımıştır. Kaledeki asıl yerleşim 200 metre yukarıdaki iç kale bölümündedir.Bu bölümde bir Bizans şapeli, Menteşe oğulları döneminden Kara paşa medresesi,türbe, Ahmet Gazi Medresesi, Orhan Bey Camii, hamam, Bey hamamı, Kızılhan, Yelli Camii ve medresesi günümüze ulaşan yapılar arasındadır.
  • Çomakdağ köyü Tarihi evleri ve başta halıcılık olmak üzere geleneksel sanatları bütün canlılığıyla yaşatan bir köydür. Milas'a kısa bir mesafededir.Çomakdağ köyü Beşparmak dağlarına sırtını dayamışdır. Çomakdağ evleri, dünle bugünü ustaca kaynaştıran mimari üslup taşımaktadır. Taştan yapılmış evlerde bacalar estetik görünüşüyle ilgi çeker. Baca tepelerinde yer alan yarım ay ya da kartal başı şeklindeki figürlere rastlanır. Antik yapılardaki akroterlerden esinlenmiş bacalara başka yerde rastlamak mümkün değil. Kendi içine kapalı köy,gelenekleriyle yaşamaktadır. Düğünler 4 gün sürer. Dibekte buğday dövülür, ovalarda atış yapılır, en iyi atışı yapana oğlak hediye edilir, kadınlar kendi aralarında eğlenir, gelin alma ve duvak günü yapılır.
  • Labranda Milas’ın kuzeyindeki Koca yayla’da (14 km.) bulunan Labranda Türkiye’nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biridir. Çam ve çınar ağaçları arasında,hemen her zaman tatlı bir esintiyle serinleyen havada çok güzel bir antik kenttir. Labranda antik çağda 8 metre genişliğindeki bir kutsal yolla Mylasa’ya bağlıydı. Yolun izlerini bugün de görmek mümkün. MÖ. 5. yy.da kentte bir kutsal olduğu biliniyor. Güney ve güneydoğu’da bulunan iki giriş kapısı ayaktadır. Zeus Tapınağı, stoa, tapınağın güneyindeki büyük teras duvarı, kült yemeklerinin yendiği andron, saray olduğu sanılan büyük yapılar, teras evleri kalıntıları görülmektedir. Kazılarda ortaya çıkarılan Andron pencereli bir yapıdır ve Helen döneminde pencere kullanıldığı kanıtlanmaktadır. Kentte Roma Çağı kalıntıları da görülmektedir. Kutsal alanın 200 metre batısında arkası istinat duvarıyla sağlamlaştırılmış stadyum vardır. Kutsal alanda her yıl yapılan ve 5 gün süren şölenler sırasında stadyumun yarışlara sahne olduğu sanılıyor. Yarışların başlama ve bitiş taşları bugün de yerli yerinde. Labranda’ya çıkarken Kargıcak Köyü’ndeki kır lokantasında karnınızı doyurabilirsiniz. Saçta yapılan oğlak kavurması ile mis kokulu domatesle hazırlanan menemeni tavsiye ederiz.
  • Bafa Gölü Söke ovası 2000 yıl kadar önce denizdi, burada büyük bir körfez vardı. Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar körfezi doldurdu ve ova haline getirdi. Bugünkü Bafa Gölü denizden bir parça olarak arada kaldı. Gölün üzerinde iki ada bulunuyor. İkiz adalardan biri aslında tam ada değil, bir kumulla karaya bağlı. Bafa Gölü’nde kefal,levrek,yılan balığı tutuluyor. Eskiden çok sazan tutulurmuş, fakat gölün suyu tuzlandığı için artık sazan kalmamış. Gölde gezmek isterseniz dolmuş usulü motorlara binebilirsiniz. Adalar, Heraklia antik kenti geziliyor. Göldeki adalarda manastırlar,kiliseler kurulmuş. Bunlardan “Yediler Manastırı” en eskisi. Gölün çevresi zeytinliklerle çevrili. Kıyıdaki lokantalarda da bütün yemekler zeytinyağı ile yapılıyor.



Diğer turistik yerler

Milas’ın kuzeyindeki Kocayayla ’da (14 km.) bulunan ve Türkiye’nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olan Labranda, Milas’a doğru gelinirken Bafa Gölü geçildikten sonra sola sapılarak varılan Euromos antik kenti, Güllük Körfezi kuzeyindeki Kıyıkışlacık köyü ile iç içe bulunan İasos antik kenti Milas sınırları içindeki diğer tarihi mekanlardır. Ayrıca Bodrum yolundan sapılarak varılarak Tuzla Kuş Cenneti ve Boğaziçi Köyü (eski adıyla Bargylia) ve nihayet, Ege Denizi 'nin bir körfezi iken Büyük Menderes Nehri 'nin getirdiği alüvyon larla ova tarafından kapatılarak göl haline gelmiş Bafa Gölü ve kıyısındaki Kapıkırı köyündeki Heraklia antik kenti, Bodrum yolu üzerindeki Gökçeler Köyü ve Uyku Vadisi ve mağarası, Gökova Körfezi Ören beldesi ve buradaki Keramos harabeleri, Ören'in ötesindeki Çökertme zeybeği ne adını vermiş enfes manzaralı Çökertme, Milas ilçesi içindeki ve ayrı maddelere konu olacak diğer turistik yerlerdir.Stratonikeia Muğla Bodrum Eskihisar köyü yolu üzerinden Bizans dönemine ait kalınıtlar ve yaşam anlatılmaktadır. Ayrıca her yaz kazı çalışmaları hassasiyetle sürdürülmektedir. Bulunan birçok eser Mugla Arkeoloji Müzesine gönderilmiştir

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol